"Gör Kuşağı" - Ayşegül Erözyürek


   - Sana renkleri göstereceğim şimdi ama önce kapat gözlerini ve tut elimi.
   En mutlu olduğun andan az önceki anı hatırla. Habersiz... Heyecansız... Kan hâlâ gelmedi  yüzüne, bütün kokular güzel değil henüz. Ve herkes çok da insan değil aslında. İşte onun adı mavi... İster yüz içinde istersen uç... En çok da çek içine, nasıl iç açıyor değil mi? Ama sakın arkana bakma, kirlendikçe lacivert çünkü... 
   Güldükçe turkuaz...
   Kimseye söylemeyeceğine söz verdiğin sırlarını hatırla şimdi, yalnızca sana ait... Sonra dayanamayıp kendini alıp başrolden, bir başkasına anlattığın anı hatırla. Sevinç mi, utanç mı, ayıp mı? Adını sen koy, rengini ben... Kırmızı o... Öfke kırmızısı, utanç kırmızısı, aşk kırmızısı. 
   Boş ver, bilme kan kırmızısını...
   Bir gülüşü hatırla, her hayalin içine serpilişini bir rengin… Kendisi sever mi bu kadar kendini bilinmez; kız mı, erkek mi, her renk bir cinsiyet mi? Sorma, boş ver, sen şekere verdiğini hatırla, pamuk olduğunu aslında… İsimse yüzde tebessüm, dudakta gonca oluşunu… 
   İşte sana pembe, yazarken gülümseten, bir hayal olup açılmayı bekleyen…
   Bir bebeği ilk öptüğün, ilk kokladığın anı hatırla... Hani mis kokan boynu, buruşuk sıcak elleri… Islak ağzı, olmayan dişleri... O yumuşacık ağzıyla seni çenenden sevişini hatırla. Bırak ıslaklığı kalsın orada. İşte sana sarı, yumuşacık, umulmadık... Üzülme ama bil, sarı geçicidir. 
   Sarı zan rengidir...
   Şimdi suya ilk atıldığın anı hatırla. Suyun rengini sen seç. Dalmıştın. Ama derine... Yetmesin, aç gözlerini. Yansın canın, yakan tuz değil biliyorsun. Yok ki kanayan yaran. O alamadığın soluğun adı işte; yeşil... Gözlere yakışan, ayağının altına serilen yeşil... En çok onun altında olduğunu bildiğin yeşil... En güzel yeşil...
   Gözde aşk, tabutta ölüm yeşil...
   Gözlerin kapalıyken gördüğünü düşün şimdi... Elde kir derler, saçta yaş… Beyazda leke, denizde ev… Renk değil o, kandırdılar seni...  Kötü dediler, yas dediler, acı dediler. Onlar derler. Uykunda sana eşlik edendir o, nankörlük niye... Siyah adı ama renk değil... Çok daha fazlası...
   Karartma siyahını...
   Gör kuşağından aşağı düşmek gibi büyümek. Renkleri koyultmak gibi... Siyahın beyazına özlem, çocukluğun rengine, kaldı mı gör kuşağında rengin? Yağmurun yağmayışına mı öfken, yağdırmayan kendine mi? Renklerin aslı sende, sözcükler nafile…
   Şimdi çık buradan, durma aç gözlerini... Ama yine gel, özletme kendini... 
   - Sol elimin sağ elimde ne işi vardı? Hem karışınca bütün renkler beyazdı...

Ayşegül Erözyürek - Gör Kuşağı

Masa Dergi, 7. Sayı


Yorum Gönder

0 Yorumlar