"Soğuk Deri" - Albert Sánchez Piñol


Caffó cephaneye doğru atıldı, ama mermi sandığıyla arasına girdim

   “Yine ne oldun?” diye çıkıştı. “Fenere saldırıyorlar, mermi gerek bana!”
   “Gözlerime bakın.”
   “Niçin?”
   “Gözlerime bakın.”
   “Ne istiyorsunuz?”
   “Gözlerime bakmanızı.”
   Baktı. Silahını aldım ve göğsüme dayadım.
   “Beni öldürmek mi istiyorsunuz? Hemen öldürün. Uykumun ortasında öldürülme ihtimali sinir bozucu. Beni öldürmeyi düşünüyorsanız hemen öldürün. Bu bir cinayet olacak, ama hiç olmazsa sizi hain olma zahmetinden kurtaracağım.”
   Soluklandı ve örtülü bir hakareti yanıtlamak için doğru sözcükleri bulamayan birinin öfkesiyle iç çekti. Ani bir hareketle silahı elimden çekip aldı. Şakağıma dayadı. Çok soğuktu. 
   “Sonsuza dek yaşamak isteyenlerdensiniz siz. Saygıdeğer pederler size İsa’nın sözlerini okumazlar mıydı? Bir gün mutlaka öleceğimizi size defalarca söylemediler mi?”
   Silahı indirdi. Bakışlarını kaçırdı.
   “Hepimiz ölmek zorundayız. Bugün, yarın, Tanrı ne zaman isterse. İkimizin de silahı var. İsterseniz kendinizi öldürün.”
   Aşırı sert yüz hatlarının bir gülümsemeye dönüşmesini beklemiyordum. Durumun vehametine karşın bir an durdu ve sessizlik. Dışarıdaki ulumaları dinlerken, hangi ölçüte göre bilinmez, beni değerlendiriyordu. Sonunda:
   “Fenerde saklanmak istiyordunuz, işte şimdi buradasınız. Sizi kutlamamı ister misiniz? Hiçbir şey anlamıyorsunuz.”
   “Siz, cezaevinin demir parmaklarına parmaklıklarına yaklaştıkça özgürleştiğini sanan insanlardansınız.” Sertçe elini oynattı. “Evet, şimdi mermiler. Kurbağa suratlar kapıya vuruyorlar.”
   Ne istediğini anlayıp geri çekildim. Silahını, Remington’lardan birini ve mermi sandığını yüklendiği halde merdivenleri kuş gibi çıktı Batís. İki boş çuval gördüm. Şilte yerine kullandım. Canavarlar uluyordu. Batís  yüksek bir yerden ateş ediyordu. Tek düşüncem uyumaktı; artık uyu.
   Uyu
   Uyu
   Uyu


Albert Sánchez Piñol - Soğuk Deri

Çevirmen: Yıldız Ersoy Canpolat, Jaguar Yayınları, s.74-75

Yorum Gönder

0 Yorumlar