Olumsuz imgeleme ve olumsuz duygulara teslim olmama tekniğine ek olarak bir başka Stoacı doktrin de sükûnet duasında gördüğümüz gibi kontrol edebileceklerimizi ve edemeyeceklerimizi bilmektir.
Kontrolümüzün ötesindeki şeyler için endişelenmek hiçbir şey kazandırmaz. Değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz şeylerle ilgili net bir algımız olmalı. Böylece olumsuz duygulara teslim olmamak için direnebiliriz.
Epiktetos'un dediği gibi, "Konu sana ne olduğu değil, buna nasıl tepki verdiğindir."
Zen Budizmi'nde meditasyon arzularımızın ve duygularımızın farkına varma yoludur ve dolayısıyla kendimizi onlardan özgür kılmaktır. Sadece zihni düşüncelerden arındırma meselesi değil, düşüncelerimizi ve duygularımızı onlara kapılmadan oldukları gibi gözlemleme meselesidir. Bu şekilde zihnimizi öfke, kıskançlık ya da gücenmeye kapılmaması için eğitiriz.
Budizm'de en yaygın kullanılan mantralardan biri olumsuz duyguları kontrol etmeyi odaklanır: "Om mani padme hum," om egoyu arındıran cömertlik, ma kıskançlığı arındıran ahlak, ni tutkuyu ve arzuyu arındıran sabır, pad önyargıyı arındıran hassasiyet, me açgözlülüğü arındıran teslimiyet ve hum kini arındıran bilgeliktir.
Şimdi ve burada, çünkü her şey geçici
Direnç kazanmanın bir başka anahtarı da hangi zamanda yaşadığınızı bilmektir. Hem de Stoacılık var olan tek zamanın ve kontrol edebileceğimiz tek şeyin şimdiki zaman olduğunu hatırlatır. Geçmiş ve gelecekle ilgili endişelenmek yerine, şu anda olanı takdir etmeliyiz.
Budist rahip Thich Nhat Hanh; "Gerçekten hayatta olabileceğiniz tek an bu andır," demiştir.
Stoacılar anda yaşamaya ek olarak etrafınızdaki şeylerin geçiciliğini düşünmemizi önerir.
Roma İmparatoru Marcus Aurelius sevdiğimiz şeylerin ağaçtaki yapraklara benzediğini söylemiştir. Ani bir rüzgârla her an düşebilirler. Çevremizdeki değişimlerin tesadüfi değil, aslında evrenin özünün bir parçası olduğunu söylemiştir. Bu daha çok bir Budist düşüncesidir.
Sahip olduğumuz her şeyin ve sevdiğimiz herkesin bir gün yok olacağını asla unutmamalıyız. Bu hep aklımızda tutmamız ama karamsarlığa kapılmamamız gereken bir şeydir. Bir şeylerin kalıcı olmadığının farkında olmak bizi üzmemeli, anı ve etrafınızdakileri sevmemize yardımcı olmalıdır.
"İnsanoğlu kısa ömürlü ve bozulabilen bir şeydir," der Seneca.
Dünyanın geçici, kısa ömürlü ve tutarsız doğası her Budist disiplinin temelinde yer alır. Bunu her zaman akılda tutmak, birini ya da bir şeyi kaybettiğimizde aşırı acı çekmemizi önler.
0 Yorumlar