"Adı Yağmur" - Leylâ Çapan


   Bizim ailede başka Leylâ yok. 
   Kızım olsa, Leylâ koyabilir miydim acaba? Kızım olmasından hep korktum ama. Oğlan istiyordum. O Zaman kız olsaydı Sevda koyarız belki diye düşünmüştüm. Oğlan dediklerinde dokuz kat aşağı sevinçle inmiştim merdivenlerden. Sonraları uzun yıllar sadece çocuk istedim, kız-erkek 
fark etmiyordu. Sadece istediğimi hatırlıyorum. Oğlum büyüdü o arada. Bin bir zorlukla. Sonra bir gün bir kızımın olmasına artık hazır olduğumu hissettim. "Babamın kız torunu olmayacak mı acaba” diye günlüğüme yazdığımı hatırlıyorum o aralar. 
   — Annenizin adı ne? 
   — Annem? Annem Hülya. Leylâ olmayınca, Hülya koymuşlar. 
   — İkinizin adı da "H" harfiyle başlıyor. Tesadüf mü? 
   — Bilmem ki. Anneme hiç sormadım, daha doğrusu sormak hiç aklıma gelmedi. Gidince sorarım. 
   — Annenize mi gidiyorsunuz? 
   — Evet, sürpriz yapacağım. Annem bir süredir huzurevinde kalıyor da. 
   — Bakın huzurevi de "H" harfi ile başlıyor. 
   — Valla ben de aynı şeyi düşündüm bir an. Yoksa siz dilci filan mısınız Leylâ Hanım? 
   — Edebiyatla uğraşıyorum, doğru. 
   Acaba o neci. Sorsam ilgilendiğimi sanacak. İlgilenmediğim için mi merak ediyorum acaba. Sorsam m, sormasam mı? 
   — Papatya sever misiniz? 
   — Efendim? 
   Bu adam aklımı mı okuyor ne! Yok olamaz. Hem bir kere ben sadece sorayım mı sormayayım mı diye geçirmedim mi içimden?
   — Papatya mı? Papatya da nereden çıktı? 
   — Papatya gibisiniz de. 
   — Anlamadım. Papatya mı? Benim Semra Özal'la falan bir ilgim yok. Rica ederim. 
   — Leylâ'nım alınmayın lütfen. Ben zarafetinizi kastetmiştim. 
   Eyvah, Hamdi Bey başladı yazılmaya. Bilse daha geçenlerde kaç yıllık arkadaşımın dikenli kaktüs resminin altına, "Aa, tıpkı sen!" yazdığını. 
   — Teşekkür ederim çok naziksiniz. Anneniz diyordunuz. Annenize nasıl bir sürpriz yapacaksınız? Yani sadece habersiz karşısına çıkmakla kalacak mı sürpriziniz? Yoksa başka planlarınız da var mı? 
   Belki kabristana giderler. Bizim ailede kimin nerede Yattığı pek bilinmediğinden olsa gerek bu kabristan ziyaretleri ilgimi çekiyor. Anneannem sağken, dedeme gitmiştik bir kere. Üçlü bir mezar almıştı anneannem. Sonra onu da yanına gömdük. Annem cenazeye yetişememişti. Ben uzaktan seyretmiştim. Karnım burnumdaydı. Dayılarımla, erkek kardeşi küreklemişti toprağını. Yıllar sonra bulmak istedim mezarı. Mezarlık girişindeki odadan kayıtlara baktık, ada parsel numarasını öğrendim ama kıyafetimi fazla açık bulduğumdan yeri gösterir misiniz diyemedim görevlilerden birine. 
   — Aslında onu tango gecesine götürmek istiyorum. Gençken Tango yapmayı çok severdi babamla. Ne zaman "Mazi Kalbimde bir Yaradır" çalsa, babam anneme takılırdı, "Sen de başkasına mı yar olacaksın benden sonra?" diye. Annem çok kızardı. "Ne malum," derdi, "benim senden önce gitmeyeceğim?" Babam gülerdi. "Gözleri yeşil olan sensin de ondan." 
   "En nihayet düşüp can verdim / Gözündeki yeşil denize."

Leylâ Çapan - Adı Yağmur

Kırmızı Kedi, s.62-64


Yorum Gönder

0 Yorumlar