"Kör Dövüşü" - Ayşen Işık


  Gözlerini tavana dikmiş, kımıldamadan yatıyor. Yorgun, huzursuz, kafasının içinde bitimsiz bir kör dövüşü. Sabahtan beri kızının korku dolu, bir o kadar öfkeli sesi gitmiyor kulaklarından. "Babam öğrenmiş evlendiğini, kıyameti koparıyor. Akşama abimleri de çağırdı. Anne kesin bir şey var kafasında, dikkatli ol." 
   Yanında yatan adama baktı. Olanlardan habersiz, derin, huzurlu bir uykuda. Nasıl oldu, nasıl karar verdi hâlâ inanamıyordu, evleneli kırk gün geçmişti bile. Günleri saymayı bıraktın mı alıştın demektir, demişti kocası, sesi şefkatli, yumuşak. Bir şey sorduğunda, nasıl istersen, diye yanıtlıyordu hep, sen bilirsin. Alışık olmadığı bir şey bu, ne düşündüğü önemsenmemiş örselenmiş hep. Acımasız, çetin bir kıştan farksız ilk evliliğj tek bir mevsimden ibaret, yirmisinden elli beşine ziyan olmuş bir hayat. Bambaşka bir yaşamanın içinde şimdi, umulmadık, ihtimal dışı. Kaybetme korkusu nüksediyor sık sık. Tam ikna olacakken mutluluğa, yine bir duvar yükseliyor önünde, yine bir mücadele. Aklı almıyor bir türlü. Rahminde can bulan eller, düşmanı olup boğazına mı sarılacak yani? 
   Uyarmıştı adam, saklama demişti, bilsinler. Başkalarından duyacaklarına senden öğrensinler, makbul olanı bu. Kızına söyleyebilmişti yalnız, oğlanlara gücenikti hâlâ. Boşanacağım dediğinde, ailenin erkeklerine özgü o hırçınlıkla verdikleri tepkileri, delirdin mi, bu yaşta bizi rezil mi edeceksin el âleme deyişlerini, bencilliklerini, öfkelerini unutamıyordu. Evlendim kızım, deyip kalbi ağzında bekleyişi geldi hatırına. Anlatmak istiyordu, hislerini paylaşmak, anlayış umuyordu içten içe. Anne sen ne diyorsun, diye feryat figan bağırmıştı kızı. Bu da nereden çıktı? Tam ortalık duruldu derken. Aklını mı kaçırdın, ne diye iş açıyorsun başımıza? Delirecekler duyunca, nasıl zapt ederim? Her sözcük ayırıyor, uzaklaştırıyor, düşman bir sessizlik sokuyordu aralarına, ur gibi yayılıp büyüyen bir sessizlik, ta bu sabaha dek süren. 
   Karyoladan indi. Ayaklarının ucunda yürüyüp çıktı odadan. Karanlık holde körlemesine ilerledi. Çivide asılı ceketin cebinden sigara paketini ve çakmağı alıp bahçeye süzüldü Ay ışığının aydınlattığı taşlıkta durdu bir süre. Gecenin seslerini dinledi. Dağ başındaki bu ev zamanın dışına çıkarmıştı onu. Kötülükleri unutturmuştu. Anlaşılmak ne zor, diye inledi. Bu kadar mı kısa huzurun ömrü? 


Ayşen Işık - Kör Dövüşü

Sel Yayınları, s.33-34


Yorum Gönder

0 Yorumlar