Nurhan Suerdem - Maruzatım Var


Ferhunde, inanabiliyor musun? Kerim, liseden sınıf arkadaşım. Arkamda oturdu. Kaç yıl geçtiğini sen hesap et. En son ne zaman görüştüğümüzü hatırlamıyorum. Tesadüf eseri karşılaş, ondan sonra müptelası ol adamın. Ne varsa işte eski dostlarda var. Nerede kalmıştık diye başlıyorsun, devamı geliyor... Ee gençlik hatıraları, anlatmayla biter mi? Yaşlanıyoruz. Onun için ortak hatıraların olduğu dostlara sahip olmak çok mühim. Bak işte, devlet memuriyetinin birinci derece dördüncü kademesinden emekli müsteşar Aziz Toklu. Bir zamanlar çevresinde, "Aziz Bey size doyum olmaz," diyenlerin hiçbiri ortada yok. Şimdi hatırlıyorum da, sen onlara müstehzi müstehzi gülümserdin Ferhunde. Mesai arkadaşlarının dostluk mesaisi de çalışma hayatıyla sınırlıymış meğerse. Tamam, umumiyetle böyle olmayabilir, içlerinden hakikatli olanlar çıkabilir ama zamanla hastalıklar, mesafeler, muhabbetlerin de sıklığını azaltabiliyor. Kerim bana onun için hediye gibi geldi. O gün Pera Pastanesinde sıcak çikolata içmeyi canım çekmeseydi, belki de Kerim'le karşılaşmak hiç nasip olmayacaktı. O da karısına doğum günü pastası alıyormuş. Çilekli gato. Beni tanıyan o oldu. Bunca sene sonra gençlikten herhangi bir emare kalmamışken, hoş o öyle değil diyor, beni kıvrık kaşlarım ve bakışlarımdan tanımış. "Yılların tesiriyle etkisi azalmış olsa da o yırtıcı bakışları nerede görsem hatılardım," diyor. Ben bile unutmuşum. İlahi. Lise ikideyken bana "Kartal Aziz" lakabını takmışlardı. Nereden nereye. Sen de bana söylerdin daima "Aziz Bey, bakmayın öyle, çocukları korkutuyorsunuz," diye. Korkuttuk da ne oldu Ferhunde? Bak büyük oğlana, ancak on beş günde bir arıyor. "Babacım nasılsınız?" Biliyorum, onu da gelin ısrarıyla yapıyordur. Hakikatli kız. Torunları bile bayramdan bayrama görmek mümkün olabiliyor. Ama gerçekten beni merak ediyor olsa, işinden çıktığında uğrar, yüzünü görmeme vesile olurdu. Aman neler diyorum ben de. Ya senin kıymetlin küçük oğlan, koca herif ama büyüyemedi gitti. O da sıkılmış, dünyayı gezmeye karar vermiş. Sıkılacak ne yaşadı, ne yaşadı ki bu böyle?

Yorum Gönder

0 Yorumlar